KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİNİ KAYBEDEMEYİZ

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üyesi olan Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan, Avrupa Birliği (AB) ile imzaladıkları ortak bildirilerde; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 541 (1983) ve 550 (1984) sayılı kararlarına bağlılıklarını açıkça ifade etmişlerdir. 

Bu kararlar, 

1. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) bağımsızlığını tanımazlar.

• KKTC’nin bağımsızlık ilanını geçersiz sayarlar,

• Diğer devletlerden KKTC’yi tanımamalarını isterler,

• KKTC ile her türlü ekonomik ve siyasi ilişkiyi yasaklar,

2. Güney Kıbrıs Rum Yönetimini (GKRY ), (BM) nezdinde tüm adanın tek meşru devleti olarak temsil edilmesini öngörürler.

Suriye'nin GKRY ile İlişkileri

Suriye, 2011'deki iç savaş öncesinde Esad rejimi, BMGK'nın 541 ve 550 sayılı kararlarına teorik olarak bağlı kalmış, KKTC'yi tanımamıştır.

2023'te Esad hükümeti, Arap Birliği'ne geri dönüş sürecinde bazı Arap ülkelerinin GKRY ile ilişkilerini geliştirmesine paralel olarak, GKRY ile temasları artırma eğiliminde olduğunu göstermiştir.

Suriye yeni yönetimi Cumhurbaşkanı Ahmed El ŞARA ve Dışişleri Bakanı Asaad El ŞEYBANİ, Şam’da Kıbrıs Dışişleri Bakanı Sayın Konstantinos KOUMPOS başkanlığındaki üst düzey Kıbrıs heyetini 20.02.2025 tarihinde kabul etti. Kabul salonunda Güney Kıbrıs Rum tarafının bayrağı önünde görüşmeler yapıldı. 

ŞARA yönetiminin Kıbrıs politikasının Esat dönemine benzer olduğunu görüyoruz..

Türk Dışişlerinden karşı tavır beklenmektedir. 

Türk Dışişleri Bakanlığı, Güney Kıbrıs Rum Kesiminin Suriye ziyaretine, Rum kesimi bayrağı önündeki ŞARA’nın kabulüne karşı hemen karşı tavır geliştirmesini, aynı şekilde Suriye cumhurbaşkanı ile Kıbrıs Türk Dışişleri Bakanının da Kıbrıs Türk bayrağı önünde benzer açıklama yapması temin edilir. 

Panik olmadan, Türk Devletleri Teşkilatı üyelerini toplantıya çağırıp, son kararlardan dönülmesi yönünde girişimde bulunulması talep edilir. 

Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali YILDIRIM’ın Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılarını olağanüstü toplantıya çağırmasını ve bu yanlış uygulamadan dönülmesi yönünde çaba sarf etmesini bekliyoruz.

Kıbrıs ve Kıbrıs Türkleri;

Kıbrıs’ın 1571 yılında fethinden sonra, başta Antalya, Adana, Hatay yöresi olmak üzere Anadolu’dan Yörükler adaya yerleştirilmiştir. Bu tarihi esas alırsak Kıbrıs’ta Türkler en az 450 yıldır yaşamaktadırlar. Kıbrıslı Türkler Anadolu’dan giden ve 450 yıldır adada yaşayan akrabalarımızdır.

Kıbrıs, sabit uçak gemisi gibi Doğu Akdeniz’in en stratejik noktasında üst gibidir. Tatil cenneti ve üniversiteler merkezi olması yanında kumarhane, kara para aklama ve uyuşturucu merkezi gibi kötü anılsa da Kıbrıs Türklerinin yüzü daima Türkiye’ye dönüktür. Kıbrıs, Türk ve Türkiye sevdalısı insanının yurdudur.  

Türkiye’yi yönetenlerin Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Kıbrıslı Türklerin yanında olduğunu hem Kıbrıslılara hem de başka devletlere hissettirmelidir.

Beklentimizin bir kısmının gerçekleşiyor

Son dakika haberi olarak, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi'nin 17'nci toplantısının KKTC'de düzenlenmesine karar verildiği haberini aldık.

Toplantı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ev sahipliğinde, 1-2 Mayıs 2025 tarihlerinde yapılacağı haberine hep birlikte sevindik.

Rum Ortodoks Kilisesi Rumların yanında

Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Georgios, son paskalya demecinde “Türkleri Kıbrıs’tan kovmalıyız' Dedi!

Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi, tarihsel olarak Enosis (Yunanistan'la birleşme) hayali peşinde koşmuş ve Kıbrıs Türk halkının haklarını görmezden gelmiştir. Kıbrıs Türklerine karşı duruş sergilemeyi sürdürmektedir. Rum din adamları, Rum milliyetçiliği yapmaktadır.

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin TATAR, "Rum Kilisesi'nin Kıbrıs Türklerine karşı tarihsel önyargıları, adadaki gerginliği artırıyor" ifadelerini kullanmıştır. 

TATAR, çözüm için “2 taraflı, eşit uluslararası statü" talebini yinelemiş ve Rum tarafının Türklerin varlığını tanıması gerektiğini belirtmiştir.

Rum din adamları nasıl Rum milliyetçisi ise Türkiye’deki din adamlarının Ümmetçiliği ve Arap sevdasını bırakıp, Türk milliyetçisi olduklarını göstermelidir. Türkiye’deki din adamlarının Türk milletinin, Kıbrıs Türklerinin yanında yer aldıklarını hem sözle hem de davranışla göstermeleri beklenmektedir. 

Korkmayın. Kıbrıs’ı Kaybetmeyeceğiz.

Hiçbir şey için geç kalmadık.

Türk devlet aklının, Türk Devletler Teşkilatının içindeki bu pürüzü çözeceğine, birlik ve dayanışma içinde bir duruş sergileyeceklerine olan inancım tamdır. 

Bakın beklentimizin bir kısmı gerçekleşmeye başladı bile…

Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi'nin 17'nci toplantısı, 1-2 Mayıs 2025 tarihleri arasında KKTC'de yapılacaktır. Ana konu konsolosluk açma, 

Hatadan dönülecek, Türk birliği güçlenecektir.

Suriye’deki yeni yönetimle de konu görüşülür. Millî menfaatlerimiz söz konusu olduğunda karşı tarafa havuç ve sopa göstermekten çekinmeyecek diplomatlarımızın varlığına şahidim. Yeter ki siyasi irade, diplomatlarımızın arkasında güçlü bir şekilde dursun.

TDT Kurucu Genel Sekreteri Büyükelçi Halil AKINCI 

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Kurucu ilk Genel Sekreteri, emekli büyükelçi Halil AKINCI,  “Türk devletlerinin Güney Kıbrıs’a büyükelçi atamasının “ihanet” değil, stratejik bir tercih olduğunu” söyledi. 

Bu devletlerin, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinden bağımsızlığına kazanmaları üzerinden 30 yıldan fazla yıl geçmiş olmasına rağmen, Orta Asya’daki Türk Devlet yöneticilerinin Rusya’nın ve Rus kültürünün etkisinden henüz kurtulamadığını görmekteyiz. Bu konuda biraz daha zamana ihtiyacımız var. 

Sessiz diplomasi

Yaklaşık 8 yıl yurtdışında, savaşın ve kargaşanın hakim olduğu coğrafyalarda, dar mekânda çok uluslu kurum temsilcileriyle birlikte Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Millî Eğitim Bakanlığını temsilen çeşitli görevlerde bulundum. 

Bu kısa dönemdeki edindiğim tecrübe gösterdi ki; Kriz durumlarında ve çatışmaların çözümünde çoğu kez sessiz diplomasi uygulanır. Görüşmeler, müzakereler, taraflar arasında kamuoyuna yansıtılmadan, medyadan hatta bazı personelden uzak şekilde yürütülür. Türkiye Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin bu süreçte sessiz diplomasi uyguladığını anlıyoruz.

Türk Gençliğine güveniyoruz.

Türkiye sahipsiz değildir.

Türküm, Türkçüyüm, Atatürkçüyüm diyen cesurlar hareketinin mensupları; Türk gençliği, “Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır” inancıyla; Kıbrıs Türk’ünün yanında yer alacak, Türk devletini böldürtmeyecek, Türk bayrağını indirtmeyecek, Türk milletinin birliğini koruyacaktır.

Türk gençliği, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesindeki her satırı özümsemiş olarak Devletini ve Türkiye Cumhuriyetini koruyacaktır. 

Türk Gençliği, Türk devletini yıkmak isteyen iç ve dış hainlerin karşısında güçlü bir şekilde duracaklardır. Merak etmeyin, Türk Gençliği, devletine ve milletine, Türklüğüne sahip çıkacaktır.

Namık Kemal YILDIZ